28 Aralık 2009 Pazartesi

gelişim

24. ay

Fiziksel gelişim

24. ayda çocuğunuzun birkaç ay önce paytak paytak yürüyen çocuk olduğuna inanmak zordur. İşte çocuğunuz 2 yaşında, doğum gününü kutluyorsunuz ve onun için sağlıklı ve mutlu bir ortam yarattığınız için sizi tebrik ederiz. Artık çocuğunuz koşabilir, ayak parmakları üzerinde yürüyebilir, yürürken önündeki engellerden kaçınabilir, kolayca ve hızlıca oturup kalkabilir, geri geri ve yana doğru yürüyebilir. Ayak üç tekerlekli bisikletin pedallarını çevirebilecek ayakları arasındaki uyumu sağlayabilir, ağzı geniş bir kutunun içine top atabilir. Tek ayak üzerinde durmak ve sıçramak için hala büyük gayret içindedir. Seksek oyunu oynayabilirsiniz. Çoğu çocuk şimdi tuvalet eğitimine başlamak için hazırdır. Pantolonunu indirip, giymek için kaldırabiliyorsa, iki-üç saat bezi kuru kalabiliyorsa, oyun oynarken çişini veya kakasını birkaç dakika için tutabiliyorsa, tuvaleti geldiğinde bir köşeye gidiyor veya arkasını dönüyor ve yalnız kalmak istiyorsa, bezi kirlendiğinde rahatsız oluyor ve hemen haber veriyorsa, basit komutlarınızı yerine getiriyorsa, büyüklerin tuvalette ne yaptığına ilgi gösteriyorsa, sizinki de tuvalet eğitimi için hazır olabilir. Bir oturak alıp, tuvalete koyun. Günde bir veya iki kez oturmasını teşvik edin. Başlangıç olarak isterse beziyle veya kıyafetleriyle de oturabilir.
Bir ay öncesine kadar bile kitap sayfalarını çevirmekte zorlanırken, şimdi bunu kolayca yapabilir. Kavanoz ve şişelerin kapaklarını döndürerek açabilecek kuvveti ve mahareti vardır.
Bu nedenle ilaçların ve temizlik maddelerinin mutlaka ulaşamayacağı üst dolaplara kaldırılması çok önemlidir. Radyonun düğmesini açmak ve kapatmaktan çok keyif alır. Sağ veya sol el tercihi belirgin olabilir. Diğer elini kullanmaya zorlamak yanlış bir yaklaşımdır.
İkinci yaş gününde çocukların erişmesi gereken fiziksel gelişim basamak taşları şunlardır:
• Tek başına yürür,• Arkasından oyuncakları çekiştirir ve sürükler,• Yürürken büyük oyuncaklarını taşır,• Ayak parmak uçlarında durur,• Topa vurur,• Kanepeye tırmanır ve geri iner,• Elinizden veya kenardan tutarak merdiven iner ve çıkar,• Kalemle çizgiler çizer, karalar,• Kutuları çevirerek içindekileri boşaltır,• Dört veya daha fazla blokla kule yapar.

Sosyal ve duygusal gelişim

2 yaşında, kendi oyun alanını akranlarıyla paylaşmaya başlayabilir. Ancak oyuncaklarını paylaşmasını henüz beklemeyin. Bazı 2 yaş çocukları kısa süre için de olsa birlikte oynayabilir, ancak tipik olarak karşılıklı değil, yan yana oynarlar. Diğer çocuğun ne oynadığını seyreder ve onu taklit eder. Ne istediğini açık olarak söyler; fakat bazen diğerlerinin istediklerini elinde bırakmaya başlayabilir.
Bir sonraki yıla kadar paylaşmak muhtemelen zor olacaktır. "Sıra bende, sıra sende" oyunu oynayarak paylaşma fikrini işleyebilirsiniz. Bir kek yapın ve "Sıra bende" deyin ve bir parça alın, "Sıra sende" deyin ve bir parça ona verin. Veya bir işaret yaptığınızda, zil çalmak gibi, oyuncakla oynama sırasının arkadaşına geleceğini söyleyin. Paylaşmaya isteksizlik 2 yaş çocuğu için normal bir davranıştır, ancak yine de paylaşma fikrini aşılamaya çalışabilirsiniz.
Bazen büyük bir çocuk gibi olgun davranabilir, bazen de bebek gibi sızlanmalar yapabilir. Genellikle günlük rutinleri değişince ilginizi ve kucağınızı isteyebilir, örneğin bir kardeşi doğduysa. Ondan olgun davranması konusundaki beklentilerinizi azaltarak, stresinin azalmasına yardım edebilirsiniz. Odasını toplaması içi ısrar etmek yerine, ona yardım edebilirsiniz.
2 yaş civarında cinsiyet farklılıklarının farkına varırlar. Erkekler babasının yürüyüşünü taklit ederler ve babasının giydiği gibi şapka giymek isterler. Kızlar da annesi gibi dudaklarına ruj sürmek isterler. Kızların bebeklerle, erkeklerin arabalarla oynamasını özendirmek gerekli değildir, her çocuk tüm oyuncaklarla oynayabilir.
İkinci yaş gününde çocukların erişmesi gereken soysal ve duygusal gelişim basamak taşlan şunlardır:
• Erişkin ve büyük çocukların davranışlarını taklit ederler,• Diğerlerinden farklı bir kişi olduğunun farkındadır,• Diğer çocuklarla oynamaya heveslidir,• Bağımsızlığı artar,• İnatçı davranışlar sergiler,• Yalnız kalma huzursuzluğu azalır.

Dil ve anlama gelişimi

2 yaş çocuğunuz muhtemelen küçük ama iyi bir konuşmacı olma yolunda ilerler.
Konuşmalar sırasında soru sormaktan ve basit sorulara cevap vermekten hoşlanır. Neden hoşlandığını veya hoşlanmadığını her fırsatta size anlatmaktan zevk alacaktır. Her gün yeni bir kelime öğrenir. Tipik olarak 2 yaş çocuğu ortalama 50 kelime söyleyebilir. Düzenli olarak gördüğü aile üyeleri, ev eşyaları ve hayvanların en azından 10 tanesinin adını söyleyebilir.
Ninniler ve eğlenceli tekerlemeler söylemeye devam edin. Tekrarlamalardan hoşlanır, bazı kelimeleri kendi de tekrar edebilir. Diğer annelerden çocuklarının en sevdiği tekerleme ve şarkıları öğrenmeye çalışın.
2 yaşında "üstünde", "dışında" gibi kavramları anlamaya başlayabilir. Kalemle "V" yapabilir, daire, dikey ve yatay çizgiler çizer. Bazı çocuklar renkleri bilir ve 5 ya da 10'a kadar sayabilir. Her gün kitap okuyun, resimler hakkında konuşun. Onun birtakım aktiviteleri yaparken, albümden çekilmiş resimlerine bakarken o zaman ne yaptığını anlatın, "Burada çimenlerde yuvarlanıyorsun" gibi... Sonra "Bu resimde ne yapıyorsun?" diye sorun. Sevinerek cevap verecektir.
İkinci yaş gününde çocukların erişmesi gereken dil ve zeka gelişim basamak taşları şunlardır:
• Bir objeyi ismiyle gösterir,• Aile üyelerini, objeleri ve vücut bölümlerinin isimlerini tanır,• İki-dört kelimeli cümleler kullanır,• Basit komutları yerine getirir,• Duyduğu kelimeleri tekrar eder,• İki veya üç örtünün altına sakladığınız objeleri bulur,• Şekline - rengine göre objeleri ayırır.

20 Aralık 2009 Pazar

ELA'M VE EZGİ'ME

hayatımıza girip bizi sevinçle,tarif edilemez sevgiyle, mutlulukla,ilklerle,heyecanlarla,endişelerle,korkularla tanıştıralı tam iki yıl oldu.zaman su gibi nasıl geçtiğini anlamadan.günleri dolu dolu geçirerek, bazen çok mutlu.bazen keyifli.bazen sıkıntılı.hasta zamanlarınızda üzüntülü tam iki yıl.

bizi anne baba olarak sıfatlandırdığı,hayatımıza katıp bize dünyanın en büyük mutluluğunu yaşattığı için, yaradana bir kez daha şükür ettik bugün.

bambaşka,tarif edilemez duygularla,karşılıksız tek sevginin anne sevgisi olduğunu bir kez daha anladım bügün.anne olduğum için ve annemin hala hayatta ve yanımda olduğu için bir kez daha şükür ettim bugün.

doğum gününüz kutlu olsun.daha nice yaşlarda ,nice yıllarla, sağlıkla,huzurla ,mutlulukla hepbirlikte olmamız dileğiyle.

sizi çok seviyorum.

13 Aralık 2009 Pazar

BİZDEN SON DURUMLAR..

hiç yazmak istemediğim bi kelime aslında ama hastayız.evet ela da başlayan öksürük ve ateş ezgi de devam etti. ela grip, ezgi ise boğaz enfeksiyonu imiş.ela bünyesi zayıf bi çocuk o yüzdende de pek kolay atlatamaz, ama bu kez tam tersi ezgi kolay atlatamadı ,3 günü hep yüksek ateşle geçirdik.tahlillerde enfeksiyon ağır çıkınca doktorumuz iğne verdi, ezgide ilk kez iğne yemiş oldu.iğneler bitti 10 günde antibiyotik şurup kullanıcaz .çok şükür şimdi ikiside iyi.uzak dursun hastalıklar yavrularımızdan, onlar hasta olunca insanda ne moral kalıyo nede başka bişey.

malesef dedemizde hasta.ve yarın yine hastaheneye yatıyo. ne kadar yatacağıda belli değil.şimdilik doğum günü planlarımızı erteledik.dedemiz hastanedeyken içimize sinmeyecek.çabucak sağlığına kavuşup çıkar inşallah.hep birlikte kutlarız.

bizden son durumlar işte böyle.aslında kızların gelişimi ve değişimi ile ilgili yazacak çok şey var ama ben artık hızlarına yetişemiyorum.pek olmayan boş vakitlerimden birinde inşallah hepsini yazıcam.

26 Kasım 2009 Perşembe

21 Kasım 2009 Cumartesi

2'ye 1 kala

kuzularım büyüyor ve ben bu koşuşturmanın içinde onların ne kadar büyüdüğünü resimlerden anlıyorum.papağan gibi dediklerimi tekrarladıkları zaman ve benimle inatlaşıp sinirlendiklerinde daha bi şaşırtıyorlar beni.evet büyüyoruz hemde hızla.anne her ne kadar hızlarına yetişmekte zorlansada.her hallerinin tadını çıkarmaya çalışıyo.2 yaşımıza çok az kaldı ve biz 2 yaş sendromuna çoktan girdik bile.

ela bu ara ezgiyi çok üzüyo. anneyi sinirlendiriyo.ezginin yüzü tırnak izinde kurtulmuyo.nasıl yapıyo nasıl ediyo, kaşla göz arası atıyo pençesini.ağlayıncada üzülüyo dayanamıyo.bu durum benim çok canımı sıkıyo aslında.ikiz kerdeşlerde hep böylemidir hani herşeyi paylaşmak zorundalar ya.o yüzden mi böyle yapıyo anlamıyorum.güzelce anlatıyorum olmuyo ,sert bi şekilde uyarıyorum yok.ne yapıcam şaşırdım, ne ayrı kalabiliyolar ne biarada.umarım çabuk atlatırız bu durumu.tırnak haricinde ısırmasıda var:(((

malesef yine resim yok, çünkü makinam yok hala:((

21 Ekim 2009 Çarşamba

iki tane iki,birde çarpı iki olunca :))))))

aslında biraz şaçma bir başlık oldu ama,aklıma ilk gelen cümleyi yazdım,bu aralar kafamda herşey çarpı iki olunca,haliyle düşüncelerde bu yönde yoğunlaşıyor.istekler çoğalıyolar,paylaşılamayan şeyler yüzünden kavga ediliyolar, bu beni ne kadar üzse ve sinirlendirsede vurmalar,ısırmalar ve birbirilerine zarar vermeler çok çok bu ara.benim sinir kat sayımda haliyle daha da katlanıyor.ya sabır diyorum durmadan:)))))

22. ayıda geride bıraktık artık 2 yaşımıza çok az kaldı.ama bu 2 yaş bizi baya zorlayacak gibi görünüyor.hırçınlıklar.kavgalar,didişmeler,kıskançlıklar bakalım daha neler neler.


iyice dillendik,bıcır bıcır konuşuyoruz bazıları çok net anlaşılmasada bütün isteklerini anlatabiliyorlar artık.sağlık la nice aylara diliyorum ve sizi çoook seviyorum.

29 Eylül 2009 Salı

2'ye 3 kala

evet artık 2 yaşımıza az bi zaman kaldı. 21 aylık oldu bizim küçük cadılarımız.zaman nasıl geçiyo ben hiiiç anlamıyorum.çooook büyüdüler ,çok şeyler öğreniyolar ve aynı zamanda daha çok yaramazlıklar çıkıyo ortaya.konuşuyorlar artık, isteklerini çok net anlatabiliyolar.

malesef biraz hastayız.anne de dahil.burunlar hiç durmadan akıyo.haliyle iştahımızda yok.şimdilik doktora gitmeden atlatabiliriz diye ümid ediyorum.bitki çaylarıyla idare ediyoruz.

tatlı teleşamızı da atlattık bu arada. hafta sonu kuzenimiz mustafa berk'in sünnet düğünü vardı.çok güzel bi düğün oldu.allah damatlığınıda göstersin inşallah.resimleri elime geçirir geçirmez eklicem.

işte bizden haberler böyle, malesef yine resim yok şimdilik:((

9 Eylül 2009 Çarşamba

BİZDEN SON DURUMLAR...

son günlerde sanırım iyice tambelleştim.evde oradan oraya koşturan 80 santimlik iki tane yaramazın hızına yetişmek zor.araya ramazan ayı girince bana iyice bi rahavet çöktü.

artık özgür ruh hallerine bürünen kızlarım herşeye itiraz ediyolar.mesela yemeklerini kendileri yemek içim benimle inatlaşıyolar artık.altlarına bez bağlatmamak için kaçıyolar.sabah kahvaltıdan sonra kapının önüne oturup atta atta diye ağlamak.eve biri gelsin giderken arkasından yas tutmak ta son modamız.

bu arada annenemiz didimden döndü. çok özlemişiz.dedemiz 15 gündür hastahanede yatıyo( zatürye başlangıcı ile)durumu hakkında iyi diyorlar doktorlar ama bu kadar uzun kalması bizide onuda sıktı.bayramın hemen ardından kuzenimiz mustafa berk in sünnet düğünü var.işte son durumlarımız böyle. malesef hala foto makınasızım. bakalım babamız ne zaman bi jest yapacak.

21 Ağustos 2009 Cuma

20 AYLIK OLDUK..

artık büyüdük.abla olduk.küçük bebek gördüğümüzde bebik bebik diyoruz:))çoook şey söyleyip çok şey anlatıyoruz.inatlaşmalar.kaprisler ,küsmelerimiz bile var.herşeyin farkındayız, herşeyi anlatabiliyoruz.artık büyük ablaların abilerin arasına katılıp oyunlar oynuyoruz.12 tane dişlerimiz var.yenileride yolda.yeme alışkanlığımız gayet iyi.fazla birşey seçip annemizi üzmüyoruz.uykumuzda iyi.annemizi ve babamızı çooook seviyoruz..

EVİMİZDEYİZ...

ve tatil bitti artık evimizdeyiz.güzel bir tatil geçirdik .çok şükür bu kez hastalanmadan geldik.bol bol denize girdik,gezdik .ezgi bayıldı denize hiiç çıkmak istemedi.ama ela yı bir kez sokabildim .kumda oymayı tercih etti bende zorlamadım hiç.dolu dolu 3 hafta geçirdik.tek üzücü tarafı foto.mak olmadığı için çekemedik.babamızın tlf da ki bir kaç resim dışında resmimiz yok.en kısa sürede onlarıda eklicez.

didimden geldik ve ayağımızın tozuyla bu kez izmire gittik.elayı muayene ettirdik.gittiğimiz hastane çocuk hastanesi ben çok memnun kaldım.doktorumuzda iyiydi ve bizi aydınlatıcı açıklamalar yaptı.güzel şeyler söyledi bize.ela nın son kontrolunden beri.bi değişiklik yok yani gerileme olmaz mış zaten,ilerlemede yok. çok sıkıntı yapacak bişi olmadığını şu an hafif birşey olduğunu. böyle kalabileceğini sadece takip gerektireceğini söyledi.biraz olsun içimiz rahatladı.allahım beterinden korusun yavrularımızı.

24 Temmuz 2009 Cuma

DİDİM YOLCUSUYUZ..

hastaydık, iyileştik ve artık tatile gidebiliriz.hastalıklar nedeniyle ertelediğimiz tatil yolculuğumuza yarın sabah erkenden çıkıyoruz.anneanne bizi çok özledi, tabi bizde onu.uzunca bi süre ordayız.umarım iyi bir tatil geçiririz.

20 Temmuz 2009 Pazartesi

ve 19 aylık olduk.

vee 19 aylık olduk. ama malesef hastalıkla başladık. önce ela ardından ezgi.buna şükür ve allahım beterinden korusun diyorum.

ve ezgi de hasta

ela nın ateşi düştü keyfi yerine geldi artık iyileşti derken.malesef kardeşine geçti.ezginin ateşi çok yüksek değil ama iştahsız ve çok huzursuz.2 gün bekledik ateşini kontrol edelim diye.gündüzleri iyi ama geceleri hem ateşi yükseliyo hem huzursuzluğu artıyo.bugün ezgiyide götürücem doktora.biz bunu hep yaşıyoruz zaten.biri hasta olup ta kardeşinin olmaması imkansız gibi birşey.ikiz kardeşliğinin dezavantajlarından olsa gerek.

16 Temmuz 2009 Perşembe

tatil hazırlıkları yaperken gelen hastalık..

yarın akşam üzeri didime gitmek için yola çıkacaktık ki.sabah ela ateşle uyandı.38.1 di ateşi ateş düşürücü verdim öğleye kadar iyiydi öğlen 38.8 bulduk.yine ateş düşürücü.ve ılık duş.ama bu sefer daha az etkili oldu.hastaneye götürdüm çünkü ne burun akıntısı vardı nede öksürük.tahmin ettiğim şey doğru çıktı boğaz enfeksiyonu geçiriyomuş.ağrı kesici antibiyotik ve fitil. ateş çok yüksek olmasada devam ediyor.3-4 gün devam edermiş durum böyle oluncada bizim tatil ertelendi.artık ela nın tam olarak iyileşmesini beklicez.geçen yıl didimde boğaz enfeksiyonu geçiren kızım bu yıl tam gidecekken yine yakalandı.allah beterinden korusun yavrularımızı.

23 Haziran 2009 Salı

1.5 yaşındayııııız :)))

kızlarımız artık 18 aylıklar.okadar çok şey öğrendiler ki.beni o kadar çok şaşırtıyorlar ki bazen.

kelime haznemiz baya genişledi artık çok net istediklerini söylüyolar,bebelikten çıkıp artık çocuk olma yolundalar.çoğu zaman benimle inatlaşıp kendi istedikleri şekilde yapmaya çalışıyorlar.bazen sabırlı bazende sabırsızca karşı koyuyorum,aralarında çok fazla didişiyolar bu ara, bir oyuncağı paylaşamayınca kavga ediyolar ve birbirlerine vuruyolar, bu durum beni her ne kadar kızdırsada daha çok üzüyo. anlatıyorum böyle olmaz o senin kardeşin canı yanar ağlar diye ama daha pek anladıkları yok .ikiside aynı şekilde davranıyo.canı yanar diye düşünemiyolar henüz.

yavaş yavaş çiş olayımızı başlattık erkenmidir geçmidir bilmem ama bu yaz bu işi çözmek istiyorum.sabahları kalkınca lazımlık faslımız başlıyo.ikisinide oturtuyorum ezgi baya alıştı, kakasını lazımlığa yapıyo her sabah, gün içinde yada gece yok.sanırım onun rahatlığının farkına vard. ela bazen yapıyo bazen yapmıyo.bakalım başarabilcekmiyiz.temmuz gibi didime anneannemizin yanına gidicez nasipse. bu olayı orada çözmek istiyorum.çünkü orası çok müsait.uyumadıkları sürece dışarda bahçede olucaklar.bakalım inşallah başarırız.

bu arada foto.makinamız bozuldu bu duruma en çok üzülenlerden biri benim, daha öncede gitmişti tamire, bu sefer babamız iflah olmaz artık diyo.bu aralar babamız bize yenisinide alamıcak.bi süre babamıızın tlf ile idare edicez artık..

BABAMIZA

başta babamız ve dedelerimiz olmak üzere bütün babaların babalar günü kutlu olsun..babacım seni çooook seviyoruz...iyiki bizimlesin, iyiki bizim babamızsın..

31 Mayıs 2009 Pazar

26 Mayıs 2009 Salı

17 aylık olduk..

sağlıkla ve hepbirlikte nice aylara yıllara inşallah.sizi çoook seviyoruz..

24 Nisan 2009 Cuma

ELA YÜRÜYOOOR....

canım kızım artık kendi başına yürüyebiliyor,yürüdüğüne o kadar çok seviniyor ki.tabi hala ufak tefek düşmelerimiz var.şimdi evde iki tane 70 cm lik yaramazlar ordan oraya koşturuyolar. tutabilene aşk olsun...

23 Nisan 2009 Perşembe

bugün sizin bayramınız...

tüm çocuklarımızın 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı kutlu olsun..

ANNE OLMASAYDIM EĞER...

BEN ANNE OLMASAYDIM EĞER;

TAPUKSUZ AYAKKABILARLADA ŞIK OLUNABİLECEĞİNİ BİLMEYECEKTİM.

HAMİLELİĞİM ESNASINDA 80 Lİ KİLOLARA KADAR ÇIKIP KENDİ ÇAPIMDA İLK DEFA BİR ALANDA REKORUMU KIRMAYACAKTIM.

O KÜÇÜCÜK ELLERLE RENKLİ KARTONLARDAN YAPILMIŞ BİR KAĞIT PARÇASININ BU KADAR DEĞERLİ OLABİLECEĞİNİ ÖĞRENMEYECEKTİM

KAN YAPSIN DİYE DANADİLİ HAŞLAYIP ÜZERİNE YUMURTA KIRIP AĞZININ TADINA UYSUN DİYE ÇİKOLATALI PUDİNGLE KARIŞTIRMAK GİBİ YARATICILIĞIN SINIRLARINI ZORLAYAN TARİFLER KEŞFEDEMEYECEKTİM HİÇ.

SU ALMAK İÇİN ELİMDE KUMANDA İLE BUZ DOLABINI AÇTIĞIMDA KUMANDAYI BUZDOLABINA KOYACAK KADAR YADA EVDEN ÇIKARKEN TELSİZ TELEFONU ÇANTAMA ATACAK KADAR KENDİMDEN GEÇMEYECEKTİM

BİRİNİN CANI YANDIĞINDA ÖTEKİNİN BU ACIYI HİSSEDEBİLMESİNİN SADECE İKİZ KARDEŞLERDE OLDUĞUNU SANACAKTIM

SABAHIN KÖRÜNDE GÖZÜ KAPALI MUTFAĞA KADAR GİDİP, SÜT ISITIP YİNE GÖZÜ KAPALI DÖNME YETENEĞİNİ KAZANAMAYACAKTIM.

ÜZÜMÜN ÇEKİRDEKLERİNİ TEK TEK ÇIKARMAK İÇİN İNSAN ÜSTÜ BİR UĞRAŞA ASLA GİRMEYECEKTİM.

BİR İNSANIN GAZ ÇIKARMASI BENİ BU KADAR MUTLU EDEMEYECEKTİ.

BABANLA BELKİ DAHA AZ KAVGA EDECEK AMA SEVGİNİN EVLAT DENİLEN BAŞKA BİR BOYUTUNA GİRMEYECEKTİK.

SEVGİNİN BÖYLESİNE KARŞILIKSIZ OLANINI HİÇ TADAMAYACAKTIM.

TELAŞSIZ SEVİŞMENİN HAYALİNİ KURAMAYACAKTIM.

ANNEMİ BU KADAR ÇOK SEVDİĞİMİ ANLAMAYACAKTIM.

ANNESİNDEN ZORLA AYIRDILAR DİYE UÇAN FİL DUMBO! ÇİZGİ FİLİMİNDE BÖĞÜREREK AĞLAMAYACAKTIM.

GECELERİ KESİNTİSİZ UYUYACAK, HAFTA SONUNDA SABAHLARI İSTEDİĞİM SAATTE KALKACAKTIM AMA UYANDIĞIMDA YANAĞIMA KONMUŞ MİNİK ELLERİN SICAKLIĞI ISITMAYACAKTI YÜREĞİMİ.

ÇANTAMDA SÜREKLİ BİSKÜVİ,ISLAK MENDİL,BİR ADET OYUNCAK,DÜŞER BİR YERİN KANAR DİYE AYICIKLI YARABANTLARI TAŞIMAYACAKTIM.

ACIYI GEÇİREN ÖPÜCÜĞÜN GÜCÜNE İNANMAYACAKTIM.

38,5 DERECE ATEŞ BENİ DE YAKIP KAVURMAYACAKTI.

YAĞMUR SONRASI ÇAMURLU SULARDA ZIPLAMANIN KEYFİNE VARAMAYACAK, SEN BİR LOKMA DAHA FAZLA YİYESİN DİYE KALABALIĞIN ORTASINDA PEÇETE DANSI YAPMAYACAKTIM.

SİZ OLMASAYDINIZ EĞER YAŞAMIN KARMAŞIKLIĞINI UNUTUP TEKRAR BASİT YAŞAMAYI ÖĞRENEMEYECEKTİM.
SİZ OLMASAYDINIZ EĞER BEN ASLA ANNE OLAMAYACAKTIM.

BİR ÇOCUK DOĞDUĞU ANDA, BİR ANNE DOĞARMIŞ... BU LAFIN DOĞRULUĞUNA İNANMAYACAKTIM...

22 Nisan 2009 Çarşamba

ANNELİĞE DAİR...

1 yaşınızdayken sizi elleriyle besledi ve yıkadı. Bütün gece ağlayıp onu uyutmayarak teşekkür ettiniz.

2 yaşınızdayken size yürümeyi öğretti. Size seslendiğinde odadan kaçarak teşekkür ettiniz.

3 yasınızdayken size özenle yemekler hazırladı. Tabağınızı masanın altına dökerek teşekkür ettiniz.

4 yaşınızdayken elinize rengârenk kalemler tutuşturdu. Evin bütün duvarlarına resim yaparak teşekkür ettiniz.
5 yaşınızdayken sizi cici kıyafetlerle süsledi. Gördüğünüz ilk çamur birikintisine atlayarak teşekkür ettiniz.

6 yaşınızdayken okula kadar sizinle yürüdü. Sokaklarda 'GITMIYCEEEEEEEM' diye ağlayarak teşekkür ettiniz.

7 yaşınızdayken size bir top hediye etti. Komşunun camini kırarak teşekkür ettiniz.

9 yaşınızdayken size dualar öğretti, siz her seferinde unutarak teşekkür ettiniz.

11 yaşınızdayken sizi arkadaşınızla sinemaya götürdü 'Sen bizimle oturma' diyerek teşekkür ettiniz.

12 yaşınızday ken zararlı TV programlarını seyretmenizi istemedi. O evde değilken hepsini izleyerek teşekkür ettiniz.

19 yaşınızdayken okul masraflarınızı karşıladı, sizi arabayla kampusa götürdü ve eşyalarınızı taşıdı.

Arkadaşlarınız alay etmesin diye kampus kapısında vedalaşarak teşekkür ettiniz.

21 yaşınızdayken iş hayati ve kariyerinizle ilgili size fikir vermek istedi. 'Ben senin gibi olmayacağım' diyerek teşekkür ettiniz.

22 yaşınızdayken kep giyme töreninizde size gururla sarıldı. Avrupa seyahati için para isteyerek teşekkür ettiniz.

25 yaşınızdayken düğün masraflarınızı karşıladı, sizin için h em mutlu oldu hem çok duygulandı. Siz dünyanın bir ucuna taşınarak teşekkür ettiniz.

30 yaşınızdayken bebek bakimi hakkında size akil vermek istedi. 'Artik bu ilkel yöntemleri bırak' diyerek teşekkür ettiniz.

40 yaşınızdayken sizi arayıp bir akrabanızın doğum gününü hatırlattı. 'Anne işim başımdan aşkın' diyerek teşekkür ettiniz.

50 yaşınızdayken o çok hastalandı, hafta sonunda onu görmeye gittiğinizde mutlu oldu.
Ona yaşlıların çocuk gibi nazlı olduğunu söyleyerek teşekkür ettiniz.

Derken bir gün..... o öldü.
O güne kadar onun için yapmadığınız ne varsa, o anda kalbinize bir yıldırım gibi duştu....

VE BİR HİKAYE:

'Evin telefonu sabaha karşı üç buçukta çaldı. Uyku sersemi adam telefonu açtı.
Telefondaki ses annesine aitti.
Telaşlandı, korktu başlarına bir şey mi gelmişti?
Annesi 'nasılsın oğlum iyi misin?' diye sordu.
Oğlu şaşkın bir ifadeyle 'iyiyim anne hayırdır bir şey mi oldu siz iyi
misiniz?' dedi.
Annesi 'biz iyiyiz bir şeyimiz yok sadece sesini duymak istedim' dedi.
Oğlu da 'anne bunun için mi aradın saat sabahın üçbuçuğu yarında
konuşabilirdik' diyince annesi de 'rahatsız mı ettim oğlum?' dedi.


Oğlu 'evet anne rahatsız ettin' diyince annesi

'30 sene önce sen de beni bu
saate rahatsız etmiştin, doğum günün kutlu olsun'

EĞER HALA SİZİNLEYSE, ŞİMDİ ONU HER ZAMANKİNDEN DAHA COK SEVİN