24. ay
Fiziksel gelişim
24. ayda çocuğunuzun birkaç ay önce paytak paytak yürüyen çocuk olduğuna inanmak zordur. İşte çocuğunuz 2 yaşında, doğum gününü kutluyorsunuz ve onun için sağlıklı ve mutlu bir ortam yarattığınız için sizi tebrik ederiz. Artık çocuğunuz koşabilir, ayak parmakları üzerinde yürüyebilir, yürürken önündeki engellerden kaçınabilir, kolayca ve hızlıca oturup kalkabilir, geri geri ve yana doğru yürüyebilir. Ayak üç tekerlekli bisikletin pedallarını çevirebilecek ayakları arasındaki uyumu sağlayabilir, ağzı geniş bir kutunun içine top atabilir. Tek ayak üzerinde durmak ve sıçramak için hala büyük gayret içindedir. Seksek oyunu oynayabilirsiniz. Çoğu çocuk şimdi tuvalet eğitimine başlamak için hazırdır. Pantolonunu indirip, giymek için kaldırabiliyorsa, iki-üç saat bezi kuru kalabiliyorsa, oyun oynarken çişini veya kakasını birkaç dakika için tutabiliyorsa, tuvaleti geldiğinde bir köşeye gidiyor veya arkasını dönüyor ve yalnız kalmak istiyorsa, bezi kirlendiğinde rahatsız oluyor ve hemen haber veriyorsa, basit komutlarınızı yerine getiriyorsa, büyüklerin tuvalette ne yaptığına ilgi gösteriyorsa, sizinki de tuvalet eğitimi için hazır olabilir. Bir oturak alıp, tuvalete koyun. Günde bir veya iki kez oturmasını teşvik edin. Başlangıç olarak isterse beziyle veya kıyafetleriyle de oturabilir.
Bir ay öncesine kadar bile kitap sayfalarını çevirmekte zorlanırken, şimdi bunu kolayca yapabilir. Kavanoz ve şişelerin kapaklarını döndürerek açabilecek kuvveti ve mahareti vardır.
Bu nedenle ilaçların ve temizlik maddelerinin mutlaka ulaşamayacağı üst dolaplara kaldırılması çok önemlidir. Radyonun düğmesini açmak ve kapatmaktan çok keyif alır. Sağ veya sol el tercihi belirgin olabilir. Diğer elini kullanmaya zorlamak yanlış bir yaklaşımdır.
İkinci yaş gününde çocukların erişmesi gereken fiziksel gelişim basamak taşları şunlardır:
• Tek başına yürür,• Arkasından oyuncakları çekiştirir ve sürükler,• Yürürken büyük oyuncaklarını taşır,• Ayak parmak uçlarında durur,• Topa vurur,• Kanepeye tırmanır ve geri iner,• Elinizden veya kenardan tutarak merdiven iner ve çıkar,• Kalemle çizgiler çizer, karalar,• Kutuları çevirerek içindekileri boşaltır,• Dört veya daha fazla blokla kule yapar.
Sosyal ve duygusal gelişim
2 yaşında, kendi oyun alanını akranlarıyla paylaşmaya başlayabilir. Ancak oyuncaklarını paylaşmasını henüz beklemeyin. Bazı 2 yaş çocukları kısa süre için de olsa birlikte oynayabilir, ancak tipik olarak karşılıklı değil, yan yana oynarlar. Diğer çocuğun ne oynadığını seyreder ve onu taklit eder. Ne istediğini açık olarak söyler; fakat bazen diğerlerinin istediklerini elinde bırakmaya başlayabilir.
Bir sonraki yıla kadar paylaşmak muhtemelen zor olacaktır. "Sıra bende, sıra sende" oyunu oynayarak paylaşma fikrini işleyebilirsiniz. Bir kek yapın ve "Sıra bende" deyin ve bir parça alın, "Sıra sende" deyin ve bir parça ona verin. Veya bir işaret yaptığınızda, zil çalmak gibi, oyuncakla oynama sırasının arkadaşına geleceğini söyleyin. Paylaşmaya isteksizlik 2 yaş çocuğu için normal bir davranıştır, ancak yine de paylaşma fikrini aşılamaya çalışabilirsiniz.
Bazen büyük bir çocuk gibi olgun davranabilir, bazen de bebek gibi sızlanmalar yapabilir. Genellikle günlük rutinleri değişince ilginizi ve kucağınızı isteyebilir, örneğin bir kardeşi doğduysa. Ondan olgun davranması konusundaki beklentilerinizi azaltarak, stresinin azalmasına yardım edebilirsiniz. Odasını toplaması içi ısrar etmek yerine, ona yardım edebilirsiniz.
2 yaş civarında cinsiyet farklılıklarının farkına varırlar. Erkekler babasının yürüyüşünü taklit ederler ve babasının giydiği gibi şapka giymek isterler. Kızlar da annesi gibi dudaklarına ruj sürmek isterler. Kızların bebeklerle, erkeklerin arabalarla oynamasını özendirmek gerekli değildir, her çocuk tüm oyuncaklarla oynayabilir.
İkinci yaş gününde çocukların erişmesi gereken soysal ve duygusal gelişim basamak taşlan şunlardır:
• Erişkin ve büyük çocukların davranışlarını taklit ederler,• Diğerlerinden farklı bir kişi olduğunun farkındadır,• Diğer çocuklarla oynamaya heveslidir,• Bağımsızlığı artar,• İnatçı davranışlar sergiler,• Yalnız kalma huzursuzluğu azalır.
Dil ve anlama gelişimi
2 yaş çocuğunuz muhtemelen küçük ama iyi bir konuşmacı olma yolunda ilerler.
Konuşmalar sırasında soru sormaktan ve basit sorulara cevap vermekten hoşlanır. Neden hoşlandığını veya hoşlanmadığını her fırsatta size anlatmaktan zevk alacaktır. Her gün yeni bir kelime öğrenir. Tipik olarak 2 yaş çocuğu ortalama 50 kelime söyleyebilir. Düzenli olarak gördüğü aile üyeleri, ev eşyaları ve hayvanların en azından 10 tanesinin adını söyleyebilir.
Ninniler ve eğlenceli tekerlemeler söylemeye devam edin. Tekrarlamalardan hoşlanır, bazı kelimeleri kendi de tekrar edebilir. Diğer annelerden çocuklarının en sevdiği tekerleme ve şarkıları öğrenmeye çalışın.
2 yaşında "üstünde", "dışında" gibi kavramları anlamaya başlayabilir. Kalemle "V" yapabilir, daire, dikey ve yatay çizgiler çizer. Bazı çocuklar renkleri bilir ve 5 ya da 10'a kadar sayabilir. Her gün kitap okuyun, resimler hakkında konuşun. Onun birtakım aktiviteleri yaparken, albümden çekilmiş resimlerine bakarken o zaman ne yaptığını anlatın, "Burada çimenlerde yuvarlanıyorsun" gibi... Sonra "Bu resimde ne yapıyorsun?" diye sorun. Sevinerek cevap verecektir.
İkinci yaş gününde çocukların erişmesi gereken dil ve zeka gelişim basamak taşları şunlardır:
• Bir objeyi ismiyle gösterir,• Aile üyelerini, objeleri ve vücut bölümlerinin isimlerini tanır,• İki-dört kelimeli cümleler kullanır,• Basit komutları yerine getirir,• Duyduğu kelimeleri tekrar eder,• İki veya üç örtünün altına sakladığınız objeleri bulur,• Şekline - rengine göre objeleri ayırır.
1 yaşınızdayken sizi elleriyle besledi ve yıkadı. Bütün gece ağlayıp onu uyutmayarak teşekkür ettiniz.
2 yaşınızdayken size yürümeyi öğretti. Size seslendiğinde odadan kaçarak teşekkür ettiniz.
3 yasınızdayken size özenle yemekler hazırladı. Tabağınızı masanın altına dökerek teşekkür ettiniz.
4 yaşınızdayken elinize rengârenk kalemler tutuşturdu. Evin bütün duvarlarına resim yaparak teşekkür ettiniz.
5 yaşınızdayken sizi cici kıyafetlerle süsledi. Gördüğünüz ilk çamur birikintisine atlayarak teşekkür ettiniz.
6 yaşınızdayken okula kadar sizinle yürüdü. Sokaklarda 'GITMIYCEEEEEEEM' diye ağlayarak teşekkür ettiniz.
7 yaşınızdayken size bir top hediye etti. Komşunun camini kırarak teşekkür ettiniz.
9 yaşınızdayken size dualar öğretti, siz her seferinde unutarak teşekkür ettiniz.
11 yaşınızdayken sizi arkadaşınızla sinemaya götürdü 'Sen bizimle oturma' diyerek teşekkür ettiniz.
12 yaşınızday ken zararlı TV programlarını seyretmenizi istemedi. O evde değilken hepsini izleyerek teşekkür ettiniz.
19 yaşınızdayken okul masraflarınızı karşıladı, sizi arabayla kampusa götürdü ve eşyalarınızı taşıdı.
Arkadaşlarınız alay etmesin diye kampus kapısında vedalaşarak teşekkür ettiniz.
21 yaşınızdayken iş hayati ve kariyerinizle ilgili size fikir vermek istedi. 'Ben senin gibi olmayacağım' diyerek teşekkür ettiniz.
22 yaşınızdayken kep giyme töreninizde size gururla sarıldı. Avrupa seyahati için para isteyerek teşekkür ettiniz.
25 yaşınızdayken düğün masraflarınızı karşıladı, sizin için h em mutlu oldu hem çok duygulandı. Siz dünyanın bir ucuna taşınarak teşekkür ettiniz.
30 yaşınızdayken bebek bakimi hakkında size akil vermek istedi. 'Artik bu ilkel yöntemleri bırak' diyerek teşekkür ettiniz.
40 yaşınızdayken sizi arayıp bir akrabanızın doğum gününü hatırlattı. 'Anne işim başımdan aşkın' diyerek teşekkür ettiniz.
50 yaşınızdayken o çok hastalandı, hafta sonunda onu görmeye gittiğinizde mutlu oldu.
Ona yaşlıların çocuk gibi nazlı olduğunu söyleyerek teşekkür ettiniz.
Derken bir gün..... o öldü.
O güne kadar onun için yapmadığınız ne varsa, o anda kalbinize bir yıldırım gibi duştu....
VE BİR HİKAYE:
'Evin telefonu sabaha karşı üç buçukta çaldı. Uyku sersemi adam telefonu açtı.
Telefondaki ses annesine aitti.
Telaşlandı, korktu başlarına bir şey mi gelmişti?
Annesi 'nasılsın oğlum iyi misin?' diye sordu.
Oğlu şaşkın bir ifadeyle 'iyiyim anne hayırdır bir şey mi oldu siz iyi
misiniz?' dedi.
Annesi 'biz iyiyiz bir şeyimiz yok sadece sesini duymak istedim' dedi.
Oğlu da 'anne bunun için mi aradın saat sabahın üçbuçuğu yarında
konuşabilirdik' diyince annesi de 'rahatsız mı ettim oğlum?' dedi.
Oğlu 'evet anne rahatsız ettin' diyince annesi
'30 sene önce sen de beni bu
saate rahatsız etmiştin, doğum günün kutlu olsun'
EĞER HALA SİZİNLEYSE, ŞİMDİ ONU HER ZAMANKİNDEN DAHA COK SEVİN